SESİMİ DUYAN VAR MI?

Bu günün tarihi 06.03.2023…

Bundan tam bir ay önce 06.02.2023 tarihinde pazar gecesini pazartesi sabahına bağlayan gece 04.17 saatinde merkez üssü Kahramanmaraş/Pazarcık ilçesi olan 7.7 şiddetinde bir felakete uyandı Türkiye… 
 
Bu felaketin adına “ DEPREM” deniliyordu. 
Deprem; başlangıç noktası yerin içinde, derinlerinde bulunan, yerkabuğu katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi, yanardağların püskürme durumuna geçmesi gibi doğal bir nedeni olan yerkabuğu sarsıntısı.





10 ilimizi(Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Kilis, Diyarbakır, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya)  derinden etkileyen yerle bir eden ve tüm Türkiye’yi sarsan bu felaket doğal afet olarak bilinirdi halk nezdinde… 
Doğal Afetler, büyük oranda veya tamamen insanların kontrolü dışında gerçekleşen, mal ve can kaybına neden olabilen, büyük ölçekli bir tehlike ve olaydır.
Yüzbinlerce bina yıkıldı ve yüzbinlerce insan enkaz altında kaldı ve söylenebilen tek cümle şuydu; “SESİMİ DUYAN VAR MI? YARDIM EDİN.”
Bir video izlemiştim diyordu ki deprem bölgesine gönüllü olarak yardıma giden kişi; “O kadar kötüydü ki enkaz altından gelen sesleri duyuyorduk ama yardım edebilecek elimizde imkan yoktu.” 
Geriye kalan 71 İlden halk birlik oldu ve bütün imkanları zorlayarak yardım çığlıklarına koştu. 
Kimileri sosyal medyadan ses olmaya çalıştı, seslerinin kısılmasına inat… 
Kimileri  yardım toplamaya çalıştı yardımların ulaşamamasına inat… 
21. yüzyılda olmamıza rağmen depremden ölen insan sayısı gün geçtikçe artıyordu. (45 bin 968) doğruluk payına güvenmemekle birlikte… 
Bizim için paha biçilemez. 
Deprem ile ilgili hiçbir tedbiri olmayan bu Ülkede depremden sonra da hiçbir tedbir tam anlamıyla alınamadı maalesef. Acılarımıza her geçen gün sadece acı eklenerek ve bu acılarla yaşamaya alışmaya mecbur bırakıldık. Çünkü bize Kader dendi… 
Cebinde bisküvi saklayıp çocuklarının enkaz altından çıkarılmasını bekleyen acılı babaya ve yine binlerce acılı babaya, evlatları için gözyaşı döken annelere,  sevdiklerini kurtarmak için canla başla uğraşan insanlara sadece kader dendi. 
Peki neydi Kader? 
Varlıkların ve hadiselerin bütün halleri ve vasıfları ile, sebepleri ve şartları ile, haiz olacakları kuvvet ve kabiliyetleriyle, varlık alemine gelecekleri zaman ve mekanlarıyla Cenab-ı Hak tarafından ezelde tayin buyurulması be bir tertip ile kaydedilmesi demektir.

Ama… 

Hiç kimse, kaderimde ne varsa onu göreceğim diye yaşamıyor. Örneğin;  Sabahın erken saatlerinde iş yerini açmayı ihmal etmeyen bir kimse, kaderimde deprem varsa, mecbur göreceğiz diyemez. Çünkü rızkı da kaderde vardı. Peki, niye iş yerini açıyor ve niye rızkının peşinde koşuyor?

Demek ki, işimize gelmeyen yerde kadere sığınmak veya kadere havale etmek nefsin bir tuzağıdır. 

Biz ki Türk Halkı olarak kader denilerek geçiştirelemeyecek bu felaketi önceden önlemleri alınabilecek olan depremin önlemlerinin alınmamasını, orada zor durumda kalan, hayatını kaybeden insanları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsi meselesi olan Hatay ili ile birlikte, şahsi meselemiz olan diğer 9 İlimize başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimle…


Dip not; Yazım hatalarım olmuş olabilir ruh halime verin. 

Teşekkürler










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR SUÇUN İŞLENMESİ KİŞİNİN SUÇA EĞİLİMİ Mİ YOKSA ÇEVRESEL FAKTÖRLER MİDİR?

BİLİŞİM (SİBER) SUÇ