HAYVANIN LÜZUMU VAR, HAYVANLIĞIN LÜZUMU YOK.
Merhaba sevgili okurlarım,
Bu yazımı Twitter platformu üzerinden görmüş olduğum #Oğlumu Tarçınımı Katlettiler olarak açılmış hashtag için yazıyorum.
Gelin, ilk olarak hayvan sevginin ne demek olduğunu, asla anlamayacak iki ayaklı hayvanlardan bahsedelim.
Bu türler doğada her zaman karşılaşılabilecek derecede empati yoksunu, sevgisiz, duygusuz ve vicdan kavramlarını hayatlarının yakınlarından uzaklarından geçirmemiş insanlardır.
Olay üzerinden geçmiş olmasına rağmen görür görmez vicdani değerlerim doğrultusunda sessiz kalmamam gerektiğini hissettim. Belki burada yazarak katledilmiş hiçbir canlıyı geri döndüremem ama en azından içimdekileri döker, insanların duyarsızlığına bir nebze olsun duyarlılık katarım diye düşündüm.
Olay anladığım kadarıyla şöyle gelişiyor; Tarçın adlı dostumuzun sahibi sabah saatlerinde Tarçın’ın ihtiyaçları için evinin önündeki boş tarlaya çıkarıyor ve bir arabada gösteriş budalası vatandaş olduğu yerde dönerek drift atıyor yani arabayı döndürüyor. Daha sonra Tarçın'ı gören maganda Tarçın'ın üzerine doğru aracı sürüyor, aynı hareketi Tarçın aracın altındayken yapmaya devam ediyor. (Drift ) kalp hastası olan tarçın orada maalesef hayatını kaybediyor.
Fotoğrafta da görüldüğü üzere kimseye zarar veremeyecek boyutta bir canlının katledilmiş olması insanlık açısından üzücü bir olay. ''İNSANLIK'' diyorum; aklı ve düşünme yeteneği olan, dille, sözle anlaşan, en gelişmiş canlı sayılan yaratık.Nerede nasıl kaybettik peki biz insanlık kavramını ? Gelin birazda bundan bahseyim sizlere...
Her canlı doğası gereği doğar, yaşar ve ölür. İnsanı, diğer canlılardan ayıran en belirgin özellik aklını kullanarak düşünme yetisidir. İnsan akıllı, düşünen, analiz yapabilen, öğrenen, bilen, irade sahibi, sorumlu ve inançlı bir varlıktır. Burada oturup kimsenin çocukluğuna inerek aile sevgisi görmemiş hayvan sevgisi öğretilmemiş diye bahsetmeyeceğim çünkü bunların hepsi BAHANE ! Bana göre bir insan her ne kadar sevgisiz büyüse bile her konuda kendini geliştirebileceği gibi bu konuda da kendini geliştirebileceğine inanırım hep. Sevgisizliğin arkasına sığınılarak yapılan her türlü davranış sadece ve sadece düşünme yetisini kullanamama olarak tanımlanabilir.
Sevgi kavramı aşılanacak bir duygu değildir benim nezdimde, her insana irade verilmiştir ve önemli olan bu iradeyi hangi doğrultuda kullanabileceğine kendi karar vermesidir.
Cumhuriyet Döneminde hayvanlara kötü muameleye karşı Türk Ceza Kanununun 521 ve 577'nci Maddeleri işleme konuldu. Yani hayvanlara yapılan kötü muamele, şiddet, öldürme, cinsel saldırı ve çeşitli çevresel sorunlar Türkiye'deki belli başlı hayvan ihlallerine neden oluyor ve İdari para cezasının uygulanıyor olması bile bu ve bunun gibi durumları engellemeye yetmiyor. Anlaşıldığı üzere sadece para cezası vermek yetmiyor.
Her canlının yaşama hakkı vardır ve bu yaşama hakkını bir başkasının elinden alan herkes KATİL olarak kabul edilmelidir.
Çok sevdiğim bir söz vardır; ''Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.''
https://twitter.com/trandyastro22/status/1556563158407565313?s=24&t=V6qSCgnYJ3k5ASKwhinvEg
YanıtlaSil